“Aşı karşıtlarının çoğu doktor değil”

featured
asi-karsitlarinin-cogu-doktor-degil

Pandemi sürecinin başından beri tüm uzmanlar koronavirüsle mücadelede en etkili yöntemin aşı olduğunu vurguluyor. Sadece hala nüfusun büyük bir kesimi birden fazla sebeple aşı olmayı reddediyor. Aşı karşıtlarının birçoğunun tabip unvanı kullandığını ancak araştırılmış olduğunda birçoğunun hekim olmadığını ifade eden Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Histoloji ve Embriyoloji Ana Bilim Dalı Arş. Gör. Furkan Bölükbaşı, “toplumsal medya hesabı olmayan hocalarımız adına hesap açıp bu görüşleri yayıyorlar. Fakat ben aşı konusunda endişe eden insanoğluın kendilerine doğru muntazam anlatıldığında aşıya ikna olduklarını gördüm” dedi.

Sosyal medyada aşı karşıtlığı ile ilgili paylaşımlar yapan hesapların çok da aşıdan kaygı eden hesaplar olmadığını söyleyen Furkan Bölükbaşı, daha ziyade bununla ilgili toplumda bir kafa karışıklığı ve kaos çıkarmak isteyen insanlar olduklarını belirtti. Kaygı eden insanlara bu iş doğru muntazam anlatıldığında aşıya ikna olduklarını ifade eden Bölükbaşı, bu şekilde çok örnekle karşılaştığını çok şiddetli aşı karşıtı olup anlattığı şeyleri duyunca aşıya ikna olduklarını dile getirdi.

Aşı karşıtlarının vaka ve hasta arasındaki fark ile ilgili iddialarını yanıtlayan Bölükbaşı, “vaka, PCR testi ile vücudunda bilinmeyen sayıda virüs tespit edilmiş kişiye denir. Hasta vücudunda on binlerce virüs ile enfekte olmuş ve hastalık semptomları gösteren kişidir. Kavramlar birbirinden tamamen farklıdır. Her hasta bununla beraber vakadır, fakat her olay hasta değildir. Vakaların büyük çoğunluğu hasta olmadan virüsten kurtulur. Bir vakanın hasta olduğu; gösterdiği öksürük, ağrı, nefes darlığı benzer biçimde semptomlara ve akciğer grafisine bakılarak yapılır” şeklinde mevzuştu.

PCR HASTALIĞI DEĞİL VAKAYI TESPİT EDER

PCR testi ile hastalık tanısı yapılmadığını, bu testlerle virüsün varlığının tespit edildiğini ifade eden Bölükbaşı, “Sizin hasta olup bulunmadığınızı tespit edemez. PCR testi vakaların tespiti için kullanılır. Aslına bakarsanız dünyanın hiçbir yerinde PCR testi hastalık tanısı için kullanılmaz. Ek olarak PCR testleri hatalı olumlu sonuç çıkarmaz, fakat hatalı negatif sonuç çıkarabilir. Doğrusu sizde virüs var diyorsa kati olarak vardır, yok diyorsa bu hatalı olabilir. Hatalı negatif sonuç testin hatası değildir, kontrol bu mevzuda çok kararlı bir halde çalışır. Hatalı sonucun sebebi ferdin hastalığın ilk günlerinde olması sebebiyle alınan örneğe virüsün gelmemesidir. Bundan dolayı virüsü tespit edemez. PCR olay tespitinde kullanılır, hastalık tanısı için ise semptomlara bakılır” ifadelerini kullandı.

PCR’IN AYNI GÜNDE HEM POZİTİF HEM NEGATİF ÇIKMASI NORMAL

Geçen sene aşı yokken daha azca ölüm olmasının sebebini “Geçen yıl hastalığın çok daha az kişiye bulaşmış olmasıyla, insanoğluın önlemlere daha çok önem göstermesiyle, uzun sokağa çıkma yasaklarının olmasıyla ve restoranların/kafelerin kapalı olmasıyla alakalı bir durumdur” şeklinde açıklayan Bölükbaşı, şöyle devam etti: “PCR testinde aynı günde hem olumlu aynı zamanda negatif sonuçlar çıkması düzgüsel. Enfeksiyonun ilk evresindeki insanların ağız ve burnunda yeterli virüs bulunmadığı için alınan salyaların bazısına virüs gelip bazısına gelmeyebilir. Bu da farklı sonuçlara sebep olur” dedi.

KORONAVİRÜSTEN ÖLENLERE OTOPSİ YAPILIYOR

Koronavirüs hastalarına otopsi yapılmadığı iddialarının ise doğru olmadığını ve binlerce hastaya otopsi yapıldığını ifade eden Bölükbaşı, “Hem Türkiye’de aynı zamanda dünyada meydana getirilen bu otopsilerin raporları yayınlandı, AA ve TRT benzer biçimde basın organlarında haberleri yapıldı. Adli Tıp otopsi yönergesi de yayınlandı. Aşı kısırlık da yapmaz. Bu yönde aslabir bilimsel veri yok, yan etki de görülmedi. Ayrıca bir insanoğlunun kısır kalması çok zordur, hayvanlara uzun süre verilen çok ağır kimyasalların bile çoğu süre kısırlığa yol açamadığı görüldü” diye mevzuştu.

AŞILAR HASTALIĞI AĞIR GEÇİRMEKTEN KORUR

Aşı olanların da öldüğü ve aşının işe yaramadığı ile ilgili soruları da yanıtlayan Bölükbaşı, şunları söylemiş oldu: “Aşılar bağışıklık sisteminizi virüse karşı etkili hale getirmeyi sağlar. Normalde hasta olacak insanların hasta olmamasını, normalde ölecek insanların ise hayatta kalmasını sağlar. Fakat herkeste aynı oranda etkili olmayabilir. Bir aşının yüzde 90 etkili olması, o aşıyı olup da hasta olanların sayısının aşısız olup hasta olanlara gore 10 kat daha düşük olduğunu gösterir. Hem de aşının herkesi kesin olarak hastalıktan korumayacağı, fakat normalde hasta olacak 10 kişiden 9’unu hastalıktan kurtardığı ümit ederim net olarak anlaşıldı.”

‘PCR MEYVE SUYUNDA POZİTİF ÇIKTI’ İDDİASI YALAN

PCR’ın meyve suyunda olumlu sonuç çıkardığıyla ilgili iddiaların asılsız olduğunu dile getiren Bölükbaşı, “İnternette meyve suyuna olumlu sonuç verdiği söylenen ve hamilelik testine benzeyen kitler PCR testi değil ve aslabir devlet tarafınca kullanılmıyor. En tehlikeli grubun asemptomatik pozitifler olduğu da yanlış. Aşı olan fert kendisini korumak için, çevresine çok daha az virüs yaymak için üzerine düşeni yapıyor. Risk teşkil etmiş olduğu grup ise aşıyı reddedenler. Aşıyı reddeden birinin güvenliği için aşı olan fert sınırlanamaz” dedi.

AŞILARIN HEPSİNİN FAZ 3 AŞAMALARI TAMAMLANDI

Şu an kullanılan aşıların hepsinin Faz 3 aşamalarnın tamamlandığını ifade eden Bölükbaşı şöyle devam etti: “Biontech, Sinovac, Moderna, Sputnik V, Johnson&Johson ve AstraZeneca aşılarının tamamı Faz 3 aşamasını tamamlandı ve raporları yayınlandı. Aşıların niçin bu kadar hızlı üretildiği ile ilgili sorular da var. Aşının üretilmesi birkaç saat ile birkaç gün içinde değişen bir süreç. Aşının faz denemelerinin ne kadar uzun süreceği ise ayrılan maddi kaynak, virüsün etkilediği insan sayısı, informasyon paylaşımı ve bulunan gönüllü sayısına göre değişir. Ayrıca PCR kontrol çubuklarının beyne kadar sokulması söz konusu olması imkansız. PCR kontrol çubukları ile epifize zarar vererek düşünme, sorgulama kabiliyetimizi yok edemez.”