Akçakoca Oditoryumu Salonu’nda Dr. Tamer Atabarut moderatörlüğünde gerçekleşen panele Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz, Uluslararası Anlaşmalar ve AB Genel Müdür Yardımcısı Bahar Güçlü, Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Başkanı ve Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin, UNDP Türkiye İklim Değişikliği, İklimer Direktör Yardımcısı Dr. Duygu Erten, OSD Çevre Koordinatörü Meral Turan Akırmak, Çevre Portföy Yöneticisi Nuri Özbağdatlı katıldı.. AB’nin 2050 yılına kadar karbon nötr olmayı planlaması ile ilgili konuşan konuklar, katılımcılara önemli bilgiler verdi.
“İKLİM KRİZİ İLE BİRLİKTE TÜRKİYE BİR GECEDE 150 MİLYON NÜFUSA SAHİP BİR ÜLKE OLABİLİR”
Boğaziçi Üniversitesi İklim Değişikliği ve Politikaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Levent Kurnaz yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin gündeminde iklim değişikliği ne yazık ki yok. Ekonomi, enerji ve finans gibi konuları ağırlıklı olarak konuşuyoruz. 2053 yılında net 0 anlaşması var. Meclis’ten de geçti. Bununla ilgili olarak altını dolduracak eylemler yapması gerekiyor” dedi.
Prof. Dr. Levent Kurnaz konuşmasında şunları kaydetti: “Gündelik yaşantımız içinde dünya geleceğini çok az düşünüyor ve önemsiyoruz. Bundan birkaç sene önce Akdeniz havzasının turizm potansiyelini çalıştık. 2070 ila 2100 yılları arasında bu bölgenin ve özellikle turizm bakımından Antalya’nın geleceğini araştırdık. Antalya’da bu yüz yılın sonunda genç veya yaşlı sokakta 5 saat kalırsa rahatsızlanacağı ve ölümle sonuçlanan hastalıkların görülmesi bekleniyor. İklim krizi ile ilgili tüm coğrafya olarak çalışmalar yapmamız gerekiyor. Başka bir tehlike de nüfusun yoğun olduğu Pakistan. Pakistan’da 2050 yılına kadar her sene Antalya’daki gibi aşırı sıcaklardan dolayı ölümlerin görülme olasılığı yüzde 70 seviyesinde. Sadece bir defaya mahsus değil, her sene tekrarlama potansiyeline sahip. Bunun gerçeklemesi durumda 20 ila 30 milyon arasında insan hayatını kaybedecek. Geri kalan Pakistanlılar ise yakın ülkelere göç edecek. İklim krizi ile birlikte Türkiye bir gecede 150 milyon nüfusa sahip bir ülke olabilir”
“KARBON İLE İLGİLİ OLARAK VATANDAŞLARA VE KURUMLARA EĞİTİMLER VERİLMELİ”
İklimer Direktör Yardımcısı Dr. Duygu Erten ise, “COP 26 İklim zirvesi önemli bir konferanstı. Paris anlaşmasından sonra AB yeşil mutabakatının döngüsel eylem planının gündeme gelmesiyle birlikte daha fazla katılımcı ağırladı. Çok paydaşlı konuların daha sağlıklı tartışıldığı bir durum oldu. 88 ülke vardı, 136 ülke beyanname verdi. Herkesin hedefleri ortaya çıktı. Dünya nüfus artışının yüzde 80’inin olacağı ülkeler enerji verimliliği kuralı olmayan ülkeler. Bu da karbon artışına sebep oluyor. Karbon fiyatlarının da gündeme gelmesinden sonra ciddi bir sorun oldu. Karbon ile ilgili olarak vatandaşlara ve kurumlara eğitimler verilmelidir. Pilot projeler üretilmeli ve yeşil sertifikaların anlatıldığı pilot projeler olması gerekiyor” dedi. Sürdürülebilir Kalkınma Derneği Başkanı ve Garanti BBVA Genel Müdür Yardımcısı Ebru Dildar Edin yaptığı konuşmada, “Türkiye’nin 2053 için vermiş olduğu hedefler çok önemli. Paris İklim Anlaşmasını onaylaması ile birlikte Türkiye’nin İklim Politikasında yeni bir dönem başlıyor. İş dünyasının da bu dönüşmedeki rolü çok büyük” dedi.
“2025’DE NET SIFIR SAĞLAYACAK NÜFUS NE OLACAK?”
Çevre Portföy Yöneticisi Nuri Özbağdatlı ise ilginç bir benzetmeyle iklim krizini özetledi. Özbağdatlı, “İklim krizi Covid’e çok benziyor. Sizi en zayıf sisteminizden yakalıyor. Krizlere karşı en ucuz, en dayanaklı direncimizi artıracak doğa ile ilgili çözümler. 2025’te net sıfır sağlayacak nüfus ne olacak? Yaşlı nüfusu ne olacak? Gıda nereden gelecek? Bunların hepsi cevap bekleyen sorular. Uzun vadeli iklim stresini hazırlayacağız. Belediyecilik hizmetlerinde sadece bugün değil, geleceğe yönelik taleplerimizi iletelim. İklim adaletliliği görürsek, bunların karşısında hep beraber duralım” dedi. Sıfır karbonlu araçların gelecekteki önemini açıklayan OSD Çevre Koordinatörü Meral Turan Akırmak, ise, “Ulaşım alanında kaynaklı emisyon alanlarını azaltmalıyız. Bu alanda düşük emisyonlu araçlara geçiş yapmalıyız. Sıfır emisyonlu araçlar için şarj altyapıları oluşturmalıyız” dedi.